Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2018/162 E., 2024/156 K. sayılı kararında atış artıklarının yan delil niteliğinde olduğu ifade edilmiştir.
“Maktulün oğulları olan katılanlar …ve…’nin her aşamada beyanlarında zaman, mesafe ve olaya karışan kişi sayısı bakımından çelişkiler bulunduğu, katılan …’ın aşamalarda maktule en az 4 en fazla 6 kişinin aynı anda ellerindeki uzun namlulu silahlarla ateş ettiklerini gördüğünü beyan ettiği, 03.10.2003 tarihli olay yeri inceleme raporunda, olay yerinde toplam 7 adet kovan ve 3 adet mermi çekirdeğinin bulunduğunun belirtildiği, Van Bölge Kriminal Laboratuvarları Şube Müdürlüğünce düzenlenen 28.10.2003 tarihli ekspertiz raporunda, olay yerinden elde edilen 7,62×39 mm çaplı uzun namlulu silahlara ait 7 adet kovanın 5 adetinin bir silahtan, 2 adetinin bir silahtan olmak üzere farklı iki silahtan atıldıkları, 3 adet deforme mermi çekirdeği ile 5 adet kovanın hakkındaki mahkûmiyet kararı kesinleşen inceleme dışı sanık …’ın kendisine koruyuculuk nedeniyle verilen uzun namlulu silahtan atıldığının belirtildiği, katılan …’ın beyanlarının maddi delilerle de örtüşmediği anlaşılmakla, açıklanan nedenlerle adı geçen katılanların beyanlarının çelişkili ve taraflı olduğunun kabulünde zorunluluk bulunduğu, tanık …’un kollukta; inceleme dışı maktul …’in vurulduğunu duyunca köy halkıyla birlikte olay yerine gittiğini, cenazeye 200 metre kadar yaklaştığını, … …, inceleme dışı sanıklar …, …, …, inceleme dışı katılan sanık … ve sanıkta kaleşnikof piyade tüfeği olduğunu, Alıcık köylüleri ile Yaşlıca mezrası sakinlerinin karşılıklı ateş ettiklerini, kimlerin ateş ettiğini görmediğini, savcılık ve mahkemede ise; sanık ve inceleme dışı katılan sanık …’da silah görmediğini, ifadesinin yanlış anlaşılmaktan kaynaklandığını beyan ettiği, inceleme dışı maktul …’in dayısının oğlu ve olay tarihinde köy muhtarı olan sanığın tüm aşamalarda, inceleme dışı maktul …’in vurulduğunu öğrenince olay yerine gittiğini, maktulün cesedini görünce olayı jandarmaya haber vermek üzere köye döndüğünü savunduğu, 02.10.2003 tarihli olay yeri tespit tutanağında; olay tarihinde Alıcık köyü muhtarı olan sanığın karakolu telefonla arayarak inceleme dışı maktul …’in ateşli silahla Alıcık köyü, Hırsızpınarı mevkiinde öldürüldüğü ihbarını yaptığının belirtildiği, SANIĞIN ÜZERİNDE ÇIKAN ATIŞ ARTIKLARINA İLİŞKİN OLARAK KÖY MUHTARI OLMASI SEBEBİYLE JANDARMANIN TALİMATI GEREĞİ KÖYDE BULUNAN VE KORUYUCULUK NEDENİYLE VERİLEN SİLAHLARI TOPLAYIP TETİK VE KABZASINA DOKUNMADAN TESLİM ETTİĞİNİ SAVUNDUĞU, ATIŞ ARTIKLARININ YAN DELİL NİTELİĞİNDE OLDUĞU, inceleme dışı sanıklar ve dosya kapsamında dinlenen tanıkların maktulün öldürülmesine ilişkin bir beyanda bulunmadıkları hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde; mahkûmiyet kararı verilebilmesi için suçun hiç bir şüpheye mahal bırakmayacak şekilde ispat edilmesi gerektiğine ve gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlanmamış olaylar ve iddiaların sanık aleyhine yorumlanamayacağına dair şüpheden sanık yararlanır kuralı uyarınca yüklenen suçların sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı kabul edilmelidir.” (Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2018/162 E., 2024/156 K.)